29 Temmuz 2012 Pazar


RİNDLERİN AŞKI

Aynı sandalın içindeyim
Ay ışığı avucumda
Deniz lacivert ve sakin
Aynı mehtabın altında
Geride kalan
Sensiz bir ömür
Öldükten sonra hayatta
Şimdi hep aradığım
Sevdanın sinesindeyim
Senin kollarında

Kürekler suya vuruyor
Öyle sessiz
Dalgalar fısıldaşıyor usulca
Yıldızsız gecesiz

Fıstık Suyu'nda iki göz var
Aşk akıyor Büyükdere'ye
Koyu yeşil dans ediyor
Beykoz'dan Sarıyer'e

Sen ve kızıl saçların
Bir ucu Tarabya'da
Sabaha kadar seyrettim
Yaşlar akarken yanağımda

Ama ben yokum sadece ruhum
Ve semada o acı tebessüm
Hatıralar bir bir geçerken
Ahşap köşkün bahçesinden
Gün doğmadan son defa
Seni soruyorum Yuşa Tepesi'nden

Kürekler suya vuruyor
Öyle sessiz
Dalgalar fısıldaşıyor usulca
Yıldızsız gecesiz


YEŞİLİM SİYAHIM

Zeytinim
Zeytin fidanım
Zeytin ağacım
Zeytin dalım
Zeytin yaprağım
Zeytin çiçeğim
Zeytin gözlüm
Zeytin bakışlım
Zeytin sözlüm
Zeytin tanem
Zeytin suyum
Sen zeytinim
Yeşilim siyahım
Sen aşkım


SARARMIŞ FOTOĞRAF  (ANNEME)

İki damla yaş akıyor yanağımdan
Hayat bir bir geçiyor anılardan
Gözlerim boşluğa asılı öyle kederli
Belki de isyan ya da şikâyet Tanrıdan

Penceremde bir kuş var bedenimde dilimde pranga
Onunla uçsam gitsem yârimi bulsam o diyarda
Çok özlemiş midir bekliyor mudur acaba
Kavuşmak esaretin sonu olacak artık zamanda

Senin iki ayağın var ya benim
Konuşsa da çağlasa suskun dilim
Bir elim çaresiz diğeri semada onu arıyor
Geride kalansa anlayamadığım geçmişim

Sararmış bir fotoğraf işte elimde ömrüm
Güzel bir kadındı oysa aynada gördüğüm
Yaşımdan hızlı eskiyen başım
Böyle sonbahar olmaz diyen gönlüm

Yarabbi senden medet umsam var mısın
Seni aradım sana baktım yok musun
Yalnızca bir elim uzanır sana
Kaderim düşüyor tutar mısın   


ATEŞ VE KÜL

Yok bundan sonra ne şiir ne de şair
Ne varsa terk ettim sana ve aşka dair
Bırak hüzün benim olsun tüm mutluluk senin
Hoş bir sedadır içimde kalacak zahir

Hayalde sen mi vardın o sen miydin sevgilim
Hani o hiç gelmeyecek ama hep beklediğim
Fikrimin içinde bir kor ateştin ki şimdi kül
Zamanda sisli bir hatıradır artık sevdiğim

Nokta















İZMİRLİM

Bir kadın bir adam bir de İzmir vardı
Hepsi Körfez'de buluştular
Ki buna Çatalkaya şahitti
Kim kime aşıktı
Bunu konuştular
Kiminin kaderi kiminin kederiydi
O sırada güneş batarken
Bir kahve bir kızıl oluyordu
Çeşme'de batan güneş sonra
Urla'dan İnciraltı'na
Alsancak'tan Karşıyaka'ya
Bir ay gibi doğacaktı
Mehtap çırpıntılı denize
Öyle sınırsız öyle çok yakamoz bırakacak
Her birinde adamla kadının elleri
Onlarda İzmir'in aşklarında buluşacak

İzmir böylesine gizemli ve güzeldi
Kâh Körfez'in nazlı kızı
Bazen de Kordonboyu'nun zeybeği
Aslında iki ruh ve bir sevda vardı
Harmandalı oynarken İzmir onlara sevdalıydı

Konak İzmir'in orta yeri
Tam yukarıda Kadifekale
Bir elinde kılıç
Bir elinde kırmızı gül
Al bayraklı güzel tepe
Tarih sahnesinden bir bir geçmiş
Selamlıyor herkesi insan tepe

Ay iyice yükseldi
Adam kadına aşığım dedi
Nasıl anlatayım seher vaktini
İstersen vereyim sana İzmir'i
Ne gerek var dedi o zaten benim
Senin içinde ben varım
İçinde sen olan benim İzmirlim

İzmir böylesine gizemli ve güzeldi
Kâh Körfez'in sultanı ecesi
Bazen de Kordonboyu'nun prensi
Yerinde duramayan bir doru kısrak
Bazen de şaha kalkmış Ege'nin efesi

Bir adam ve bir kadın
Bakışıyor iki yakada
Buluşuyor şafak sökmeden
Ekim ayının bir tan vakti
Doğan yeni bir gündür
Ve sonsuz bir aşkın İzmir'i

KALDIR BAŞINI EFEM 

Geliver İzmirlim dönüver şöyle bir
Bakışın kartal gibi çelikten yüreğin
Vur dizini Kordon'da yere Ege dinlesin
Kadifekale'den top sesleriyle Körfez inlesin

Sen ki nice destanlara yiğitliğinle nam oldun
Cesaretin asaletinle dağlara şan oldun
Yakıver aslan zeybeğim kahramanlık ateşini
Kaldır başını efem bak semaya tarihlere mal oldun


KAPLAN DAĞI ZEYBEĞİ

Eskiyörük Mahmut Efe aldı mavzeri
Çıktı Kaplan Dağı'na
Görenler maşallah dedi
Tireli yiğidin boyuna posuna
O anda şimşek çaktı Efe gürledi
Yürüyün aslanlarım kızanlarım
Can verelim memleket sevdasına
Çopur Emine bile kabarmış yürek
İki eline almış kazmayla kürek
Toplaşın be gahpanalılar
Erkeklik öldü mü len diye haykırdı
Üzümlerden Bahattin hırsla hançerini kuşandı
İbişoğlu Halil yumruğunu sıkmış öfkeli
Yağcıoğlu Mustafa doğuştan heybetli
Çapkınların Hüseyin de gecikmedi geliverdi
Efeler zeybekler tamam oluverdi
Hep bir yemin ettiler
Koşalım cepheye
Şehitliği giymeden
Dönmeyelim geriye
Onca yiğit vatan uğruna telef oldu
Toprağa düştü düştü
Kordonboyu’nu bir tek Gülcülerin Süleyman gördü
Sürdü atını gözleri yaşlı
Açtı kollarını
İzmir'le kucaklaştı
. Olgunlaşmak hiçbir şeye şaşmamayı öğrenmektir.. Ama bu süreç hiç bitmeyecektir..

Anlamak ya da anlamamak, işte asıl sorun bu!

.   Bizi telakkiler yönetir, hayat eğitir.. Önemli olan telakkiler ile hayat arasındaki uyum ya da
    uyumsuzluktur..
 

ÇİFTÇİ MARŞI

Biz çiftçi üreticiyiz
Bitmez aşkımız vatan sevgimiz
Anadolu ile harman olduk
İyi tarımla güçlü Türkiyemiz

Büyüsün buzağılar ekinler
Ümitlerimiz yeşersin
Başaklar boy atıyor
Ekonomi çarkı dönüyor
Çiftçimiz refaha ersin

Yeni ufuklar bizi bekliyor
İşbirliği güçbirliği yapalım
Genci kadını ileriye bakıyor
Tut elimden birlikte koşalım

Tarımla büyüyecek Türkiyemiz
İki elin sesi olacak
Birimiz hepimiz için
Güzel ülkemiz geleceğimiz


KÖRÜKLÜ ÇİZME

Körüklü çizme toz içinde
Kahpe kurşunu namluda
Çakır Efe yarini bekler
Deliovalı sinmiş pusuda

Bozdağlarda akşam oldu
Güzel Ayşe durmaz ağlar
Hiç yoluna gitti yiğidim
Kızanlar karalar bağlar

Çakır Efe mertti
Özü sözü bir
Ah ne hasetlikmiş
Zeybeğim toprakla bir


İZMİRLİ KIZ

İzmirli kız çok güzeldi
Koyu yeşil gözleriyle
Kızıl saçlarını savururken
Öyle derinden baktı
Oğlan hayran ama şaşkın
Kordon'a gelir misin diyebildi
Gelirim dedi o şartla
Bir dileğim var
Aşk Körfez'de olacak daima
Sen içinde yüzeceksin
Böyle koyu olacak bu sevda
Olur dedi gülerek
Masal gibi bir aşk başladı
Sevinç ve heyecan bir arada

Konak'tan Urla'ya kadar
Nergis kokuyordu
Menekşeler saf saf dizili
Pembeden mora değişen rengi
Buğulu havasıyla İzmir'in büyüsü
Kumru'dan Çatalkaya'ya
Yalı Çapkını'ndan iki aşığa
Demet demet sevgi























BEYNİMDEKİ BIÇAK

Ben iki göz gördüm
İçinde ne derin hülyalar
Düşsen çıkamazsın
Öyle dipsiz uçurumlar

Beynimde bir bıçak vardı
Baktın mıh gibi saplanmış
Yarabbi nasıl bir renk deryası
Baktım aklım sevdaya bulanmış

Kan akıyordu
Fikrimden aşağı
Canım acıyordu
Alevli hareli
Bakışlarınla
İçim yanıyordu

Heykel gibi yüzün vardı
Yanında kahredici gülüşün
Tenine bal rengi çökmüş
Kendisi güzelleşmiş güneşin
Omuzlarına dökülen
Şelale saçlarınla
Tel tel eriyen bendim
Yok olmaya doğru gidişin
Ama geç gelen baharda
Böyle sürmezdi olmazdı
Daha fazlası tükenişin

En iyisiydi kaçmak
Yangın yeri gözlerinden kurtulmak
Zaten hiç bakamadım içinden
Yalnızca seni seyrettim gözlerinden

Bir hamlede silkindim
Çektim çıkardım bıçağı
Sildim yüreğimden
Durmadan akan kanı
Evet yok ettim seni
Öldürdüm hayalimde
Yalnız
Hatıran hep benimle kalacak
Aşkın gecikmiş bir vaktinde
İki amatör şiir kitabım var.. "Hayalden Bakınca" ve "Gurbetten Sana".. Üçüncü kitabın hazırlıklarını ise sürdürüyorum.. Tahmin ediyorum, 2013 yılı başında çıkmış olur.. Aşağıdaki şiirler yeni kitapta yer alacak.. İzmir'e pek kar yağmaz, iki ay kadar önce yağdı, ben de o gün yazdım.. İkincisi de yine o günlerde.. 
Mart 2012

İZMİR'E KAR DÜŞTÜ 

Çatalkaya'da kar var 
Gözlerimde alev 
İzmir üşüyor 
Gönül telim titrerken 
Kış ortasında 
Bahar yeli geliyor 
Bağrım yanarken 
Ruhum çığlık çığlığa 
Seni seyrederken

İzmir'e kar düştü 
Fikrime sen 
İçime ateş düştü 
Kestane gözlerinden 
Al beni götür sana 
Tut ellerimden 

FERAHFEZA 

Yine bir tan vakti 
Güneş doğmakta 
Hazanla boğuşan kalbimde 
Yeni bir gül açmakta 
Her bir yaprağı 
Hem pembe hem kırmızı 
Çok güzel bir kadın 
Ressamın elinden çıkmış 
Kızılla bezenmiş yüzüyle 
Ay gibi içime dolmakta 
Seher yeli sanki 
Öyle serin ama ılık 
Zirveden süzülen karlar 
Ferahfeza gönlüme akmakta





. Yaşamak kolay hayat zor!
. İnsanlar romantik olabilir ama hayat asla!