20 Haziran 2013 Perşembe

NE GÜZEL GÜNLERDİ


NE GÜZEL GÜNLERDİ

Hangi günlerdi onlar
Ne zaman yaşanmıştı
Yeşil yıllar mıydı
Ya da lacivert gökyüzü
Bardaktan boşalırcasına yağmur
Damla damla ümit akıyordu
Hep filizler hevesler vardı

Hayat benimdi
O kadar bizimdi ki
Hepimizin hayalleri
Mutlaka bir gün gerçekleşecekti
Onlar güzel günlerdi

Kimse ölü değildi
Herkes yaşıyordu
Nasıl coşku ve heyecan
Canlar bedenden taşıyordu

Aslında onlar hiç olmadı
Zaten olmamıştı
Biz öyle istemiştik
Öyle olsun diye beklemiştik
Güzel günler kimin içindi ki
Senin mi benim mi kimin
Olmayan bir vakitte
Kırık dökük hayallerle
Baş başa kalarak
Yaşadığın kederin
Kim bilir belki de kaderin

10 Şubat 2013 Pazar

YÜZÜN GÜLSÜN



YÜZÜN GÜLSÜN

Hüzün ki
Ne çok yakışıyor sana
Seyrettiğin kaderin mi
Bakarken simsiyah boşluğa
Ne kadar içlisin
Kirpiklerinde gizli yaşlar
Mahkum muyum diyorsun
Ben bu yalnızlığa

Üzülme
Yakından gördüm öyle derin
Gözlerinde o sonsuz hareler
Ama nasıl soylu nasıl hazin
İçinde filiz filiz ümitler

Yüzün gülsün bir gül açsın
Yarınlara bak onlar senin
Elinde dünyalar var
Hem gençliğin hem güzelliğin
Teslim olma olmasın kederin
Yıka ruhunu zeytin dalıyla
Hayatla aşkla barış
Budur belki beklediğin talihin

BULUTLAR DOLUYOR



BULUTLAR DOLUYOR

Denizin üstünde bir ışık var
Bir yanıp bir sönüyor
Hemen yanında gözlerin
Dalgalarla birlikte
Bir inip bir çıkıyor
Sertleşen hava ıslanırken
İçimde bahar yeli esiyor

Antalya'da seyrediyorum seni
Hem denizde hem hayalde
Tam arkada çakan şimşek
Acaba neyin habercisi
Körfezi kaplayan siyah gecede
Önümde kara yeşil ağaçlar
Resim gibi süslemiş havuzları
Üşüyen suların sakin sesi
Sanki sevdaya çağlıyor gönülde

Artık geride kaldı yaz mevsimi
Vakit geçiyor meğer kış gelmekte
Esen rüzgârla bulutlar dolarken
Belli yağacak yağmur öyle topluyor
Bendini yıkan sel misali yüreğimde

DÜNYA YANIYOR



DÜNYA YANIYOR

Güzel yüzün
Bana hep hüzün
Damla damla yaş
Yaprağında kırmızı gülün
Benim gözümden akıyor
Sevdim erişemedim
Bekledim buluşamadım
Bozdağlara kar yağıyor
Bahar geçti kış geldi
Kumru ile menekşe ayrı düştü
Karanlık içime doluyor

Üşüyorum saçlarını sar bana
Kızıl alev gibi beni ısıtsın
Bak içime içime
Ateşten hayalin dermandır bana
Soğuk bedenime batıyor
Bal rengi gözlerin kor kor
Titriyorum yalnız bir ağaç gibi
Tutuşan bir ormandır dünya yanıyor

SENİ BEKLEYEN BENDİM



SENİ BEKLEYEN BENDİM

Mehtaba çıktım yine dün gece
Alemi seyre daldım öylece
Koyu lacivertti yoksa siyah mı
Rüyalar bir çift göz içinde

Gökyüzü açıktı
Sen çok güzeldin
Tek bir yıldız vardı
O da sendin

Uçarak geldim yanına
Tuttum elini
Bir nefeste söyledim
Sevdamı derdimi
Mehtap sensin dedim
Seni seyreyledim

Akşamlar hep akşamlar
Ta ki gün doğana kadar
Aradım aradım sevdim
Karanlıktan aydınlığa
Seni bekleyen bendim

KÖRÜKLÜ ÇİZME



KÖRÜKLÜ ÇİZME

Körüklü çizme toz içinde
Kahpe kurşunu namluda
Çakır Efe yarini bekler
Deliovalı sinmiş pusuda

Bozdağlarda akşam oldu
Güzel Ayşe durmaz ağlar
Hiç yoluna gitti yiğidim
Kızanlar karalar bağlar

Çakır Efe mertti
Özü sözü bir
Ah ne hasetlikmiş
Zeybeğim toprakla bir



6 Ocak 2013 Pazar

SAHTE PERİ KIZI



SAHTE PERİ KIZI

Önce bir cevelan zannettim
Gözleri ışıl ışıl renkli
Parlak sıcak heyecanlı
Coşku dolu ruhunu sevdim

Bir anda geldi resmini yaptım
Yüreğim ısındı şiirini yazdım
Esen tatlı meltemle rüyaya daldım
Sonra yanılmışım büyü bozuldu
Nasıl hayal kırıklığı ona yandım

İki tane tablo gördüm
Biri benim kalemim
Sanki güneşi anlattım
Arkada kapkara bulutlar
Dehşete düştüm siyah ufuklar
Tarif edemedim öyle elemim

Karanlık yüzüydü o
Yeni fark ettiğim
Gerçeği oymuş meğer
Sığ sulara çarpınca yüzüm
Dipsiz deniz zannettiğim

Seni anladım sahte peri kızı
Yakından bakınca dökülen yaldızı
Kaybettiğini göremezsin
Gönül gözün kapalı
Geçme benim uzağımdan
Çaldın içimdeki kar gibi beyazı
Zillet oldu bana
Tanımak senin gibi hırsızı